Her canlının sütü kendisine ve bebeğine özeldir. Bu sütün bebeğe özel olma durumu anne sütünü yavrusu için benzersiz ve mükemmel bir besin yapan özelliktir. Anne sütünü bu kadar eşsiz yapan özelliklerden biride içeriğinin bebeğin yaşına, kilosuna ve sindirim sisteminin gelişmişliğine göre özelliğinin değişmesidir. Anne sütündeki bu değişim genellikle 3 farklı dönemi içerir.
Anne Sütünün Salgılandığı Döneme ve Bileşimine Göre Özellikleri
1- Kolostrum (İlk Süt – Ağız Sütü): Doğumdan sonra ilk 5 gün boyunca salgılanan süttür. Kolostrumun en önemli yararı doğumdan sonra daha ilk dakikalardan itibaren bebeğin bağışıklık sistemini geliştirmesidir. İlk süt yani kolostrum proteinden zengin olması sebebiyle enfeksiyonlara karşı koruyuculuğu olan değerli bir besindir.
2- Geçiş Sütü: Kolostrumdan sonra 5-15. günler arasında salgılanan süttür.
3- Mature Süt : 15. günden sonra salgılanan ve annenin aldığı besinlerden, içerik olarak en çok etkilenen süttür.
Anne Sütü İçeriğinde Neler Var
Anne sütü içerik olarak yağda ve suda çözünebilen her biri bebeğin yaşamının temelini oluşturacak yapıtaşları niteliğinde olan 200’den fazla maddeden oluşmuştur. 100 ml anne sütü 69 kcal enerji verir. Anne sütünün enerjisinin kaynağı ise, temel besin ögeleri olan yağlar ve karbonhidratlardır. Yağlar, anne sütü enerjisinin %50’sinden fazlasını, karbonhidratlar ise yaklaşık %42’sini karşılamaktadır.
Proteinler: Anne sütünde başlıca dokuz protein fraksiyonu olduğu gösterilmiştir. Kolostrumda protein daha fazla bulunur. Bu proteinin besleyici olarak yararlılığı çok yüksektir ve bebeğin ihtiyacını ilk 4-6 ay karşılar. Anne sütünde protein yapı taşları, yani aminoasitler yüksek orandadır. Anne sütünde bulunan bir madde, meme bezlerinde süt şekeri sentezine yardımcı olup, sütün daha lezzetli olmasını sağlar.
Yağlar: Yağ, yenidoğan bir bebek için en temel enerji kaynağıdır. Anne sütünün sağladığı enerjinin %40-50’si yağlardan gelir. Bu yağlar, bebeğin beyin gelişimi için gerekli yağ asitlerini sağlar. Sabahları düşük olan yağ düzeyi, günün ilerleyen saatlerinde artar. Emzirme döneminin sonunda da yağ oranı daha yükselip, doygunluk sağlar. Böylece doyan bebek memeyi bırakır ve şişmanlık riski olmaz.
Karbonhidratlar: Süt şekeri laktozdur. Yavaş ve kolay sindirildiği için bebeğin kan şekeri daha iyi düzenlenir. Laktoz, kalsiyum emilimini etkiler. Laktozun galaktoz kısmı, yağlarla bileşik yapıp, bebeğin beyin dokusu gelişimini sağlar. Laktoz aynı zamanda bağırsaktaki zararlı olmayan mikroorganizmaların çoğalmasına neden olur (prebiyotik etki yapar).
Mineraller: Anne sütünde potasyum, sodyum (tuz) ve kalsiyum oranları ve kompleks bileşikler şeklinde diğer mineraller vardır. Anne sütünde demir düzeyi düşük olmasına rağmen emilim oranı yüksek ve biyolojik yararlılığı çok fazladır. Bu nedenle anne sütüyle beslenen bebeklerde ilk altı ayda demir yetersizliği gelişmez. Annenin demir depoları, gerektiğinde bebek emerken bebek lehine kullanılır. Anne sütündeki sodyumun düşük olması, henüz tam gelişmemiş böbrek fonksiyonlarına uyum sağlamaktadır..
Çinko: Anne sütünde çinko da vardır ve ilk 5 gün içinde salgılanan anne sütü, çinko yönünden çok zengindir.
Vitaminler: D ve K vitaminleri dışında yağda ve suda eriyen vitaminlerin anne sütündeki miktarları süt çocuğu için yeterli seviyededir. Suda eriyen vitamin (C, B grubu vitaminler) düzeyleri, annenin yakın zamandaki beslenmesiyle ilgilidir.
Enzimler: Anne sütünde sindirime yardım eden 20’den fazla enzim vardır. Enzimler içinde en önemlisi lipazdır. Lipaz, özellikle sindirim sistemi tam olarak gelişmemiş prematüre bebeklerde, yağın sindirilmesinde ve emilmesinde önemli rol oynamaktadır. Anne sütündeki lipazın, parazit hastalıklarını önleyici etkisi vardır.
Büyüme Faktörleri: Anne sütünde sindirim ve solunum sistemi gibi birçok organ sisteminin büyümesi ve gelişmesini düzenleyen büyüme faktörleri vardır. Bu faktörlerin sütte en yüksek olduğu dönem ilk 5 gün, yani kolostrum dönemidir. Büyümeyi hızlandıran “epidermal büyüme faktörü” anne sütünde en yüksek konsantrasyonda bulunur. Sinir büyüme faktörü, sinir hücrelerinin canlılıklarını devam ettirmede esastır ve anne sütünde mevcuttur.